artvinlisin
  Kafkasya
 
Winamp Flash Quick Time Mobile
Radyo AHISKA
Yayını 0 kişi dinliyor
Şarkı İstek Hattı








" src="http://www.youtube.com/v/xE5wkEtpYS4?version=3" height="390" allowfullscreen="true" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always">


 


 
Ahıska Türkleri
Toplam nüfus

400.000[1] -500.000[2][3]- 629.000[4]

Önemli bölgeler
Kazakistan Bayrağı Kazakistan 150.000[5]  
Azerbaycan Bayrağı Azerbaycan 43.400 (27 Ocak - 4 Şubat 1999)[6] - 110.000[5]  
Bayrağı" href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Flag_of_Russia.svg">Rusya Bayrağı Rusya 3.257 (2002)[7] - 90.000[5]  
Kırgızistan Bayrağı Kırgızistan 33.327(24 Mart 1999)[8] - 50.000[5]  
Türkiye Bayrağı Türkiye 40.000[5]  
Özbekistan Bayrağı Özbekistan 15.000[5]  
Ukrayna Bayrağı Ukrayna 336 (5-14 Aralık 2001)[9] - 10.000[5]  
Amerika Birleşik Devletleri Bayrağı Birleşik Devletler 9.000[5]  
Gürcistan Bayrağı Gürcistan 1.000[5]  
Dil(ler)
Türkçe
Din(ler)
İslam
İlgili etnik gruplar
Türk Halkları

Ahıska Türkleri (kendilerince: Аҳыска Тӱрклӓри / Ahıska Türkläri),

Konu başlıkları

[gizle]

Tarih [

Sürgün [

Ahıska Türkleri, 1944 yılında Stalin tarafından iki saat içinde tren vagonlarına doldurularak, gidecekleri yere kadar aşağı dahi inmemek koşulu ile kapalı tren vagonlarında Orta Asya'ya sürülerek Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’a yerleştirildi. Bu sürgün Stalin'in Karadeniz kıyılarını Türklerden temizleme operasyonunun bir parçası olduğu Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra açıklanan arşivlerde ortaya çıkmıştır.[kaynak belirtilmeli] Aynı kaderi paylaşan Kırım Tatarları ve Ahıska Türklerinin bu hazin sürgününde binlercesi yolda öldü.[kaynak belirtilmeli]

Fargana olayları [değiştir]

Sovyetler Birliği'nin son yıllarında, Özbekistan’ın Fergana vadisinde yaşayan Meshet ya da Ahıska Türkleri, 1989 yılında, etnik bir gerilim sonrasında büyük bir şiddete uğradı. Bu trajedinin ardından bölgedeki nüfus tamamen göç etmek zorunda kaldı. (bkz. Fergana Olayları)

Geri dönüş [değiştir]

Azerbaycan, 1989 yılında Özbekistan'ın Fergana vadisindeki şiddetden kaçan Ahıska Türklerinin bir kısmını kabul etti ve topraklarına yerleştirdi. Fakat Ermenistan ve Dağlık Karabağ'dan kaçan ve kovulan büyük Azeri nüfusla ilgili sorunları yüzünden bu göçü 1993 yılında durdurdu.

Gürcistan, 1990'larda etnik olarak Gürcü kökenli Meshileri nüfusu ülkeye yerleştireceğini duyurdu. Bu karar, Samtshe-Cavaheti bölgesinde yaşayan Ermeni nüfus arasında tepkiye yol açtı.

Türkiye, Ahıska Türklerinin kendi topraklarına yerleştirilmesini talep etmektedir. Öte yandan Türkiye, az sayıdaki Ahıska Türk nüfusunu ülkenin doğusuna yerleştirdi. Rusya Federasyonu'nun Krasnodar bölgesine yerleştirilen Ahıska Türkleri, Rus Kazakların Türk karşıtı tepkileriyle yüz yüzedir. Rusya'daki Ahıska Türklerinden 15.000 kadarı ABD'nin çeşitli kentlerine yerleştirilmiştir.

1999 yılında Gürcistan, Avrupa Konseyi’ne üye olurken Ahıska Türklerinin geri dönüşleriyle ilgili yükümlülük üstlenmiştir. Buna göre Gürcistan, 1999’dan itibaren üç yıl içinde Ahıskalıların dönüşlerini başlatacak ve 12 yıl içinde yani 2011 yılında dönüş işlemini bitirecektir. Eğer Gürcistan süre sonunda yükümlülüğünü yerine getirmezse Ahıska Türkleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava açabilecek ve bu yolla vatanlarına dönmeyi talep edebileceklerdir. Ama üste beliritilen sorunlar ve engeller yüzünden herhangi bir geri dönüş gerçekleşmedi.

Gürcistan Ahıska Türklerinin geri dönüşüne şartlı izin vermiştir. Şartlardan birincisi, geleceklerin sadece Ahıska bölgesine değil tüm Gürcistan topraklarına yerleşmeleridir. Tiflis bu şartı, Ahıskalıların bölgeden 91 bin kişi çıkmasına karşın bugün dönecek olan rakamın çok olması ve bölgenin bunu kaldıramayacağı savına bağlamaktadır. İkinci şart, Türklere verilecek kimliklerde Türk ve Müslüman yazmayıp Gürcü ve Hıristiyan yazacaktır. Gürcistan’ın bu şartının altında ise bölge halkının aslında Türk olmayıp, Meshi denen Gürcüler olduğu, zamanla ve zorla Osmanlılar tarafından Müslüman yapılarak Türkleştirildikleri savı yatmaktadır.[kaynak belirtilmeli]

Beş ilçe ve 200 köyden meydana gelen Mesheti bölgesinde şu an daha çok Gürcüler ve Ermeniler yaşamaktadır. 100'e yakın köy ise Türklerin sürgününden günümüze hala boştur.

Haziran 2002’de Krasnodar’da bulunan Ahıska Türkleri seslerini duyurabilmek için açlık grevi yapmışlardır. Krasnodar'da yaşayan 12 bin Ahıska Türkü, 'yasa dışı mülteciler' olarak adlandırılmakta ve yeni bir sürgüne gönderilmeleri istenmektedir.[10]

Gürcistan parlamentosu uzun bir çalışma sonrasında 2007 yılında Ahıska Türklerinin Gürcistan’a dönmelerini ön gören bir yasayı kabul etti. Ancak çalışmalar yeterli olmamakta, yerlerinden zorla sürülen bu insanların mal ve mülkleri derhal asıl sahiplerine iade edilmesi gerekirken Gürcistan hükümeti, onların malları ve mülkleri yerel Ermeni ve Gürcü halkın eline geçtiği gibi, ekonomik gerekçeler göstererek engeller çıkarmaktadır. Herhangi bir geri dönüş gerçekleşmediği gibi, malları ve mülkleri elinde bulunduran yerel Gürcü ve Ermeni halkı karşı çıkmaktadır.

Nüfus [değiştir]

Ahıska Türkleri, bugün eski Sovyetler Birliği coğrafyasına ve Türkiye'de dağınık olarak yaşamaktadırlar. Ahıska Türkleri etnik olarak Türk'tür, nüfusunun 350-400.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir.[5]

Etnik Azeriler için "Azerbaycanlılar" terimin kullanılmakta olduğu Azerbaycan nüfüs sayımında Ahıska Türkleri için "Türkler" terimi kullanılmaktadır.[11]

Ayrıca Azerbaycan'a yerleşen Ahıska Türkleri tüm eğtimini kendi konuşma ağızına çok benzeyen Azeri dilinde gördükleri için Azeri dili ve kültürü içinde erimeye başladılar.[kaynak belirtilmeli]


 

Dili [değiştir]

Ahıska Türkleri'nin ana dili Türkçe'dir. Konuşma şivesi Mesheti bölgesine komşu olan Ardahan ve Artvin illerindeki ağzın bir kısmına ve Azeri Türkçesi'ne çok benzer. Ahıska Türkçesi , Ardahan, Olur, Oltu, Şenkayakonuşulan ağzın aynısıdır. Tortum ve İspir ağzına ise çok benzer. Posof, Artvin, Şavşat, Ardanuç, Yusufeli ağzına biraz daha uzaktır.[12] Ana dili Gürcüce ya da Rusça olan Ahıska Türkü yoktur.

Not [değiştir]

  1. ^ Ayşegül Aydıngün, Çiğdem Balım Harding, Matthew Hoover, Igor Kuznetsov, and Steve Swerdlow. "Meskhetian Turks". http://www.cal.org/CO/pdffiles/mturks.pdf. Erişim tarihi 2009-01-25. 
  2. ^ Şablon:Cite web kullanımında hata: Parametreler url ve başlık tanımlanmalı.
  3. ^ EveryCulture. "Meskhetians". http://www.everyculture.com/Russia-Eurasia-China/Meskhetians-Orientation.html. Erişim tarihi 2009-03-22. 
  4. ^ THE DIPLOMATIC OBSERVER. "AHISKA TURKS WİLL RETURN TO THEIR HOMELAND". http://www.diplomaticobserver.com/news_read.asp?id=1266. Erişim tarihi 2009-06-17. 
  5. ^ a b c d e f g h i j Ayşegül Aydıngün, Çiğdem Balım Harding, Matthew Hoover, Igor Kuznetsov, and Steve Swerdlow (2006), "Meskhetian Turks"
  6. ^ http://www.azstat.org/statinfo/demoqraphic/az/006.shtml#s7
  7. ^ http://www.perepis2002.ru/index.html?id=17
  8. ^ Kırgızistan nüfus sayımı
  9. ^ Ukrayna nüfus sayımı
  10. ^ http://www.gurcukulturmerkezi.org/index.php?option=com_alphacontent&section=5&Itemid=
  11. ^ Results of population censuses in Azerbaijan for 1979, 1989, and 1999
  12. ^ Prof. Dr. Leyla Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması (Türk Dil Kurumu yayınları: 630, Ankara 1996

 

 

TÜRK TOPLULUKLARI >> Ahıska Türkleri

1578 yılından 1828 Rus işgaline kadar Anadolu'dan bölgeye yerleştirilen ve Anadolu Türklüğü'nün ayrılmaz bir parçası olan Ahıska Türkleri'nin asıl vatanı bugünkü Gürcistan Cumhuriyeti'nin toprakları içinde kalan ve Türkiye ile komşu olan Ahıska, Ahılkelek, Aspinza, Adıgen ve Bogdanovka vilayetleridir. Buraya yerleşen Türkler'e Ahıska Türkleri denmesinin sebebi ise bu vilayetleri içine alan bölgenin coğrafi isminin Ahıska olmasından ileri gelmektedir.

       Son 70 yılda 3 defa sürgüne uğrayan ve 1944 yılında kanlı diktatör Stalin'in hışmına uğrayan ve sürgüne tabi tutulan bir Türk grubu da Ahıska Türkleri'dir. Ahıska Türkleri bu kanlı sürgünde SSCB'nin birçok bölgelerine dağıtılmışlar ve binlerce şehit vermişlerdir.
Ahıska Türkleri bugün 13 Cumhuriyetin 264 değişik bölgelerinde yaşamaktadırlar. Rusya Federasyonunu 28 yerleşim biriminde 70 bin, Kazakistan'da 145 bin, Azerbaycan'da 106 bin, Kırgızistan'da 57 bin, Özbekistan'da 30 bin, Ukrayna'da 18 bin, Türkiye'de 200 bin, çeşitli ülkelerde 3000 olmak üzere 629 bin Ahıska Türkü yaşamaktadır.. Bunların sosyal, kültürel ve eğitimle ilgili pek çok problemleri mevcuttur.

Buzkaşi

       Bulundukları ülkelerde oluşturdukları kültür merkezlerinde Ahıskalılar kimliklerini koruma mücadelesi vermektedirler.Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan'da Ahıska Türklerinin kurduğu çok sayıda Türk Kültür Merkezinde bu çaba gösterilmektedir.Özbekistan'da bulunan Ahıskalılara ait kültür merkezi, Özbekistan Medeniyet Vakfı bünyesinde 1992 yılı başında "Türk Medeniyet Merkezi" adı ile kurulmuştur. Merkezin başında Dr. Ömer Salman bulunmaktadır. Kazakistan Ahıska Kültür Merkezi 1991 yılında Dr. Tevfik Kurdayev Haşimoğlu tarafından Almatı'da kurulmuştur. Merkezde Türkçe, din bilgisi gibi dersler verilmektedir. Ayrıca merkez, Türkiye'den Kazakistan'a giden Türk vatandaşlarına da kapılarını açmaktadırlar.Kırgızistan'da bulunan Ahıska Türkleri tarafından 1991 yılında kurulan Türk Medeniyet Merkezi'nin başında eski milletvekili İzzet Maksudov bulunmaktadır. Bu üç merkezin stratejik açıdan önemleri çok büyüktür. Türk, Kazak, Kırgız, Özbek kardeşlikleri arasında nifak tohumları ekmek isteyenlere karşı bu merkez mühim görevler üstlenebilecek yapılanmalar haline getirilebilir.

        Ahıska Türkleri'nin neden sürgüne tabi tutuldukları tam 47 yıl gizli tutuldu. Gerekçe olarak bu 47 yıl boyunca ileri sürülen ise yalnızca tahmin edilen, varsayılan gerekçelerdi... 1991 yılında sürgünle ilgili belgelerin önemli ölçüde yayınlanmasıyla konu açıklık kazandı. SSCB'nin Halk İçişleri Komiseri Gürcü asıllı Lavrentiy Beriya, savaş sebebiyle bütün yetkileri elinde toplayan Devlet Savunma Komitesi Başkanı Gürcü İ. V. Stalin'e gönderdiği teklif niteliğindeki mektubunda (24 Temmuz 1944) "Gürcistan SSC'nin Türkiye sınırlı bölgelerinde oturan Türk nüfusun önemli bir kısmı yıllardır Türkiye tarafındaki akrabalarıyla temas etmek suretiyle muhaceret eğilimi içerisinde olup, kaçakçılık yapmakta, Türk istihbarat organları için casus angaje etme kaynağı oluşturmakta ve eşkiyaya insan gücü temin etmektedir" diyerek, bu sebeple 16700 hanenin (86 bin kişilik nüfus, bazı kaynaklarda bu rakam 91 bin olarak ifade ediliyor, ayrıca 40 bin kişi de askerde) Ahıska bölgesinde Orta Asya'ya sürülmesini ve bunların yerine de Gürcistan'ın toprak sıkıntısı çekilen kazalarından 7000 Gürcü hanenin iskan edilmesini teklif ediyordu.

        Bu teklifini bir hafta sonrasında Stalin tarafından imzalanan yukarıda zikredilen tarih sayılı Devlet Savunma Komitesi Kararıyla da "sürgün" başlıyordu. İşin ilginç tarafı Beriya'nın hazırladığı gerekçeli teklif ile Stalin'in imzaladığı gerekçeli kararın aynı ifadelerden oluşmasıydı. Şüphesiz ki bütün bunlardan daha ilginç olanı gerek teklifte, gerek kararda yer alan iddiaların gerçek dışılığı ve ciddiyetten uzaklığıdır.

       Türk toplulukları içerisinde kendi yönetimi olmayan tek Türk topluluğu olan Ahıska Türkleri kendi okulları ve yayın organları yoktur. Yeni yeni kültür merkezleri, dernek veya cemiyet kurmaya başlamışlardır. Geniş bir alana sürüldükleri halde Türklüklerinden hiçbir şey kaybetmemişler, bugüne kadar Türk adını şan ve şerefle yaşatmışlardır.

       Dede Korkut Kitabı'nda "Ak-Sıka" (Ak Kale), 481 yılına ait kayıtlarda "Akesga" adlarıyla anılan eski Oğuzlar beldesi Ahıska, Gürcüce "Yeni Kale" anlamına gelen Ahal-Thise'nin Türkçe ve Farsça şekli olarak da yorumlanmaktadır. İslamın ilk fetihleri esnasında Hz. Osman'ın hilafetine rastlayan dönemde Şam valisi Muaviye'nin kumandanlarından Habib b. Mesleme tarafından ele geçirilen Ahıska, 1267-68 yıllarında da Moğolların hakimiyeti altına girmiş, daha sonraki yıllarda bölgenin yarı bağımsız valileri "Atabeğ"ler tarafından yönetilmiştir.

       Ahıska, Atabeğleri Lala Mustafa Paşa'nın, Çıldır Savaşı (1578) sonunda Osmanlı idaresine girdiler. Son atabek Minüçihr Osmanlı'ya bağlılığını bildirerek müslüman oldu ve Mustafa Paşa adını aldı. Bu tarihten sonra Ahıska yeni kurulan Çıldır eyaletinin merkezi haline getirildi ve tahriri yapıldı. Ancak, Çıldır'ın savaşlarda harap olması üzerine Ahıska eyalet oldu, bir ara Safevilerin de eline geçen şehir, 1635 yılında tekrar Osmanlı hakimiyetine girdi. 1828 yılında Rusların idaresine girinceye dek tam 250 yıl Osmanlının serhat şehri olarak kalan Ahıska Türkiye sınırlarından kopunca bu bölgede yaşayan Serhat Türklerinin kötü talihi de işlemeye başladı.
AHISKA DÜĞÜNLERİ

        1853-1856 Osmanlı-Rus savaşı esnasında bir kısım Ahıskalı Osmanlı ordusuna yardımcı oldukları gerekçesiyle üzerlerinde yoğunlaşan baskılardan kaçarak Erzurum'a sığındılar. Yine bu savaş sonrasında Kars'ın Osmanlı sınırlarından koparılmasıyla Ahıska Türkiye sınırından bir hayli uzakta kaldı. Bu dönemde Kuzey Doğu Anadolu'dan Ahıska bölgesine doğru bir Ermeni göçü yaşandı.


 
Gürcistan’ın Mesheti bölgesinin Müslüman Türk nüfusuna verilen addır. Rusların bu bölgeye verdiği coğrafî isim, Meshetya'dır. Bundan dolayı Meshet Türkleri olarak da adlandırılırlar.
h
KAFKASYA
 
 





Avrupa'nın güneydoğu kesiminde, Karadeniz ile Hazar Denizi arasındaki kıstağı kaplayan bölge. Bölgenin en çarpıcı yüzey şekli, Karadeniz kıyısındaki Taman Yarımadası'ndan güneydoğuya doğru yaklaşık 1.200 kilometre boyunca Hazar kıyısındaki Apşeron Yarımadası'na kadar uzanan heybetli Kafkas Dağlarıdır (Büyük Kafkas Dağları). Bu sıradağların en yüksek doruğu Elbruz'dur (5.642 m). Kafkas Dağlarının kuzey bölümü Kuzey Kafkasya, güney bölümü Güney Kafkasya olarak adlandırılır.

 

Kelimenin kökeni
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Kafkasya'yı da etkilemişti. Türk Ordusu Abhazya Sahilleri'ni işgal ederek, Rus Ordusu'nun güney kanadını arkadan vurmak isterdi. Kuzey Kafkasya, bağımsızlık konusunda duyarlıydı. Savaşın başlamasından kısa bir süre sonra; Ali Bey isyanı, halkın duygularını açığa vurmasına neden oldu. Hızla, Çeçenistan ve Dağıstan bölgelerine yayıldı. Ne var ki, Osmanlı Devleti'nin savaşı kaybetmesi üzerine, isyan kanlı bir şekilde bastırıldı. Çarlık rejiminden, Ruslar dahil kimse memnun değildi. 1905 Rus-Japon Savaşı ve sonrası bağımsızlık amacıyla milli ve sosyal hareketler meydana geldi. Bu olaylar, genel manada; bağımsızlık isteklerinin ve sosyalist hareketin habercisi niteliğini taşıyordu. 1917'de başlayan Sosyalist İhtilal, esaret altındaki bütün milletlerin ayaklanmasına sebep oldu. Polonyalılar, Finler, Letonyalılar, Estonyalılar, Kırımlılar ve bütün Kafkasyalılar kurtuluş ümidiyle harekete geçtiler. Çarlığın kan ve ateşle tesis ettiği hudutlar içerisinde kalan esir milletler kendi milli hükümetlerini kurmaya başladılar. Kafkasya'da da, aynı duygular bütün bölgeleri sarmıştı. Cumhuriyete doğru Kuzey Kafkasya'da 3 Mayıs 1917'de, Terekkale'de (Viladikafkas) birinci büyük Halk Kurultayı toplandı. Aynı kader birliği içinden gelen, aynı kültürü paylaşan boyların temsilcileri davet edilmişti. Şehirde bulunan Tiyatro Salonu'nda 500 resmi temsilci bir araya geldi. Davetliler arasında Azerbaycan ve Gürcistan'dan gelen gözlemci heyetler de vardı. Kurultayda, Kuzey Kafkasya'nın geçici Milli Hükümeti özelliğini taşıyan; "Birleşik Kuzey Kafkasya ve Dağıstan Dağlıları Birliği Merkez Komitesi" adı verilen yüksek icra organı seçildi. Temsilciler Meclisi içinden seçilen komisyonlar, kendilerine verilen konuları tartışmış, karara bağlamıştı. Bunlar, meclis tarafından onaylanmıştı. Toplantının beşinci günü; Dağıstan temsilcilerinden Hacı Süleyman kapanış konuşması yaptı. Herkesi son derece duygulandırdı. Hacı Süleyman, özetle şunları söyledi: "Bu beş gün zarfında yapılan müzakereler ve alınan kararların bizi, ülkemizi hürriyete ve refaha kavuşturması için Yüce Allah'a dua edelim. Birliğimizin ve kardeşliğimizin ebediyen devam etmesi için çalışacağımıza ant içelim." Hacı Süleyman'ın son sözleri, salonda bulunan herkesi heyecanlandırmıştı. Terekkale Kurultayı ve burada alınan kararlar, bütün bölgelerde heyecan yaratmıştı. Bölgeden bölgeye haber ve emir götüren postalar, sürekli hareket halinde oldu. 18 Eylül 1917'de, Andi'de ikinci kurultay toplandı. Kuzey Kafkasya Milli Müessesan Meclisi adını alan kurultay, büyük ilgi görmüştü. 1500 delege bir araya gelmişti. Onların dışında, davetsiz yüzlerce kişi toplanmıştı. Bu yüzden, Kurultay açık havada yapıldı. Toplantıya Dağıstan, Kumuk, Salatay, Terek Vilayeti, Çeçen-İnguş, Asetin, Kabardey, Karaçay-Balkar, Adıge, Abhaz, Şetkale (Stavropol) bölgeleri delege göndermişlerdi. Milli Meclis, anayasa niteliğinde olan şu kararları aldı: 1- Kuzey Kafkasyalılar, tek siyasi birlik çatısı altında birleşecekler. 2- Bu birlik içinde, her boy (kabile), tam bir muhtariyete sahip olacaktır. 3- Birliğin iki yasama meclisi bulunacaktır. Birincisi Mebuslar Meclisi, diğeri Ayan Meclisi. 4- Her iki meclis; kendi arasından icra (yürütme) heyetini, heyet de gene kendi arasından bir başkan seçecekti. Başkan, siyasi birliğin reisi diğer deyimle, cumhurbaşkanı olacaktı. 5- Anayasanın korunması, devamlılığının sağlanması, meclislerin yapacağı kanunların, keza Bakanlar Kurulu'nun idari ve kazai işlerinin anayasaya uygun olup olmadığının denetlenmesi için bir Yüksek Divan tesis edilecekti. Başkan Çermoy'un ekibi Milli Meclis İcra Komitesi'ni yenileyerek, tam yetki verdi. İcra Komitesi Üyeleri, Abdülmecid Çermoy'u başkan seçti. Bu şekilde, görev bölümü yapılarak, "Bakanlar Kurulu" görevine başladı. Devlet Başkanlığı'na seçilen Abdülmecid Çermoy Çeçen idi. Rus askeri okullarında okumuştu. İmparator Nikola'ya yaverlik etmişti. Grozni'de petrol kuyularına sahip, Rus kültürünü benimsemiş, zevk ve eğlenceye düşkün uçarı bir prensti. Bakanlar Kurulu'nda görev alanlardan Haydar Bammat ise Kumuk idi. Zeki ve iyi bir öğrenim görmüştü. Rusça'dan başka Fransızca ve Almanca biliyordu. Ali Han Kantemir, Asetin idi. Rusya'da okumuş, değerli bir hukuk adamı idi. Vassan-Giray Cabağı, İnguş boyundandı. Yüksek tahsiline Petersburg'da başlamış, Almanya'da bitirmişti. Bakanlar Kurulu'nu oluşturan üyeler, genelde Rus okullarında okumuşlardı. Rusya'da mevcut çeşitli sosyal ve politik akımların etkisi altında kalmışlardı. Rusya'yı, Rus devlet yapısını çok iyi biliyorlardı. Eğer onları, duyguları yanıltmazsa, başarılı olabilecek özelliklere sahiptiler. Bolşeviklerin Kafkas planı Kuzey Kafkasya Halkları, siyasi birlik kurmak için çalışırlarken 7 Ekim 1917'de Bolşevikler iktidarı ele geçirmiş, iç savaş başlamıştı. Bolşevikler, uzun süreden beri çalışıyor, ihtilali nasıl gerçekleştireceklerini planlıyorlardı. Çarlık taraftarlarının oluşturacağı cepheyi bölüp parçalamak için, Rus olmayan milletlerin nasıl kullanılacağı konusunda hesaplar yapmışlardı. Bu maksatla, yoğun bir propaganda başlattılar. 2 Kasım 1917'de "Rusya Milletlerinin Hakları" başlığını taşıyan bir bildiri yayınladılar. İmparatorluğun her tarafında dağıttılar. Bildiride, şu ana başlıklara yer verilmiştir: 1- Rusya'da yaşayan milletler, egemenlik konusunda eşittirler. 2- Her millet Rusya'dan ayrılarak bağımsız devlet kurmak hakkı dahil, kendi geleceklerini tayin etmek konusunda serbesttirler. 3- Milli, dini bütün haklara konan ipotekler kaldırılmıştır. 4- Rusya Devlet sınırları içinde yaşayan bütün azınlıklar, her alanda serbestçe çalışabilir ve kendi aralarında birlik kurabilirler. Bu bildirinin ardından 19.12.1917'de, Lenin ve Stalin tarafından imzalanan ikinci bir bildiri, Rusya Müslümanlarına hitaben kaleme alınmıştır. İkinci bildiride, şu ifadelere yer verilmiştir. "Rusya Müslümanları, Volga Tatarları, Kırgızlar, Sibirya ve Türkistan Sartları, Kafkas Türkleri ve Tatarlar, Kuzey Kafkasyalılar! Rus Çarları ve zalimleri tarafından bütün camileri, minberleri yıkılmış, dinleri, adetleri çiğnenmiş olanlar; sizlere hitap ediyoruz! Dinleriniz, adetleriniz, milli ve harsi müesseseleriniz, bundan sonra her türlü tecavüzden masundur. Milli hayatınızı istediğiniz gibi tanzim ve idarede hürsünüz. Bu sizin hakkınızdır. Biliniz ki, gerek sizin ve gerek Rusya'da yaşayan diğer bütün milletlerin haklarını biz Sovyetler himaye ve müdafaa edeceğiz. Bu inkılaba ve onun hükümetine yardım ediniz! Arkadaşlar! Yükselttiğimiz bayrakla her mahkum millete hürriyet götürüyoruz. Müslümanlar! Sizden maddi, manevi yardım bekliyoruz." Bolşevik planı tutmadı Sovyet liderleri, bu aslı olmayan vaatlerle milletleri kandırmak istiyor, zaman kazanmaya çalışıyorlardı. Ancak, yüzyıllardır Rusların yalanlarına tanık olan Kuzey Kafkasyalılar, verilen sözlerin aslında bir tuzak olduğunu biliyorlardı. Kafkasyalı biliyordu ki, kıyafet değiştirmekle, karakter değişmeyecekti. Kuzey Kafkasya Merkez Komitesi 20 Kasım 1917'de, Rusya'dan ayrıldığını ve bağımsız bir devlet olduğunu ilan etti. Yeni hükümet askeri, mali, zirai ve idari gibi, bir devlet için gerekli her alanda düzenlemelere başladı. Çarlık Dönemi'nin emperyalist müstemlekeci siyasetinin vaktiyle Kafkasya'ya sürüklediği Slav muhacirler, hükümetin aldığı karar ve uygulamalar karşısında rahatsız oldular. Öteden beri birbiriyle anlaşamayan Kazaklar, Mujikler (Rus köylüleri), Ukraynalılar monarşiden komünizme kadar çeşitli ideoloji peşinde koşan bütün gruplar, birdenbire anlaşıp birleştiler. Yeni hükümete karşı bir cephe oluşturdular. Diğer taraftan komünist ajanları ülkenin her tarafına sızmışlardı. Oluşan birliği bozmak, taraftar toplamak için sinsi bir propaganda başlatmışlardı. Slav Muhacirler, Kafkasya'nın en mümbit topraklarına yerleşmişlerdi. Kimi idareci, kimi teknik adam, kimi çiftçi kisvesi altında, kendilerine tanınan ayrıcalıkla yıllardan beri refah içinde yaşamışlardı. Şimdi ise; yeni hükümetin, eşit vatandaşlık teklifi onları tatmin etmemişti. Daha doğrusu, Slavlık damarları kabarmıştı. Komünist rejim geldiği takdirde başlarına geleceği düşünmeden, sözde kendilerini ve haklarını korumak için, savaşçı birlikler oluşturmaya başladılar. Cumhuriyete destek arayışları Hükümetin durumu giderek ağırlaşıyordu. Birliği korumak konusunda güçlük çeki-yordu. Bölgeler arasında, hizmetlerin akışı durma noktasına gelmişti. Yeni bağımsız devletin, dışardan güçlü bir desteğe ihtiyacı vardı. Bunu da, Türkiye'den başkası yapamazdı. Türkiye'nin ve müttefiklerinin desteğini sağlamak üzere; Abdülmecid Çermoy ve Haydar Bammat başkanlığında bir heyet oluşturuldu. Yola çıkarıldı. Boş kalan devlet ve hükümet başkanlığına, VVassan-Giray Cabağı vekalet edecekti. Heyetin yetki belgelerini o imzaladı. Heyet, Tiflis'te, Batum'da Trabzon'da görüşmeler yaparak, yoluna devam etti. 6 Mayıs 1918'de İstanbul'a ulaştı. Birinci Dünya Savaşı ufukta göründüğünde, Türkiye'deki Kuzey Kafkasyalılardan yararlanmak için bir cemiyet kurulmuştu. İttihat ve Terakki Hükümeti'nin, özellikle Enver Paşa'nın özel ilgi gösterdiği cemiyet, bilgi akışı bakımından kaynak görevi yapıyordu. Türk hükümeti, ilerde Rusya ile Türkiye arasında duvar ve engel görevini üstlenecek, bir Kuzey Kafkasya Devleti'nin kurulmasına sıcak bakıyordu. Bu nedenle Şimali Kafkasya Cemiyeti Siyasiyesi kurulmuştu. Hükümetten maddi yardım alıyor, O'nun güdümünde çalışıyordu. Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti heyeti İstanbul'a geldiğinde, cemiyet üyeleri hükümetle yapılacak görüşmelerde aracı oldular. Türk hükümeti ile yapılan görüşmelerden sonra, Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'nin bağımsız bir devlet olduğu kabul edildi. 11 Mayıs 1918 tarihinde; Kuzey Kafkasya'nın bağımsız bir devlet olduğu, bir nota ile bütün batılı devletlere duyuruldu. Türkiye, Bağımsız Kuzey Kafkasya Devleti'ni hemen tanıdı. Abdülmecid Çermoy ve Haydar Bammat imzasını taşıyan notada şu ifadelere yer verilmiştir: "Kuzey Kafkasya Halkları'nın kurduğu hükümetin yetkili temsilcileri; şu hususları, bütün hükümetlere arz etmekten şeref duymaktadırlar. Kuzey Kafkasya halkları, kurallara uygun şekilde bir milli meclis seçmişlerdir. 1917 yılı Mayıs ve Eylül aylarında toplanan bu meclis, Kuzey Kafkasya birliğini ilan etmiş, vekiller heyetini kurmuş ve şu kararları almıştır. 1- Kuzey Kafkasya Halkları birliği, Rusya'dan ayrılarak bağımsız bir devlet kurmuştur. 2- Yeni devletin hudutları, Dağıstan, Stavropol, Terek, Kuban ve Karadeniz vilayeti ve sancakları dahil, Hazar'dan Karadeniz'e kadar uzanan bir coğrafyayı içine almaktadır. Güney Kafkasya Hükümeti ile yapılacak görüşmelerden sonra, güney hududu daha sonra belirlenecektir. 3- Bizler, Kuzey Kafkasya Birliği'nin Hükümeti tarafından, Devletimizin bağımsız-lığını ilan etmeye yetkili kılındık. Kuzey Kafkasya Devleti'nin bağımsız bir devlet olduğunu imza ederek arz ediyoruz." (Haydar Bammat, Abdülmecid Çermoy) Birlik için diplomatik manevralar Prens Lvov, Rusya Başbakanı olarak iktidarı ele aldığı zaman, Duma'da üye olan Azeri, Gürcü ve Ermenilerden oluşan bir heyet, kendisini ziyaret ederek, bağımsız olmak istediklerini bildirdiler. Ardından; "Hususi Güney Kafkasya Komitesi'ni" kurdular. Rusya'nın Kafkasya Genel Valisi'nin görevlerini üstlendiler. Komitenin amacı, Güney Kafkasya'da federe bir devlet kurmaktı. Federe devlet, daha kuruluşunu tamamlamadan, Osmanlı Devleti'nden bazı isteklerde bulundu. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Rusya, Kars, Ardahan ve Batum'u işgal etmiş ve buralardan çıkmamıştı. Birinci Dünya Savaşı'nda, Bolşevik İhtilali başlayınca, Rus ordusu geri çekilmiş, Türk ordusu da boşaltılan bu üç vilayeti geri almıştı. Güney Kafkasya komitesi, bu illeri geri istiyordu. Aslında bu istek, Ermeni ve Gürcülerden geliyordu. Güney Kafkasya komitesi temsilcileri ile Rauf Bey başkanlığındaki Osmanlı heyeti, Batum'da bir araya geldiler. Osmanlı delegasyonu, konunun Rusya'yı ilgilendirdiğini, kendileriyle bunu konuşamayacaklarını bildirdi. Henüz devlet olmamış bir komiteyi muhatap kabul etmelerinin söz konusu olamayacağı, nedenleriyle anlatıldı. Gürcistan, Türkiye'nin tehdidi altında olduğunu söyleyerek, görüşme masasını terketti. Alman heyeti ile bir anlaşma imzaladı. 26 Mayıs 1918'de, Güney Kafkasya Federasyonu'ndan ayrılarak bağımsızlığını ilan etti. İki gün sonra 28 Mayıs'ta Azerbaycan ile Ermenistan da bağımsızlıklarını ilan ederek, Gürcistan'ı izlediler. Türkiye mevcut hudutları kabul etmek şartıyla; 8 Haziran 1918'de, yeni kurulan üç cumhuriyetin bağımsızlık haklarını tanıdı. Ayrıca, dostluk ve iyi komşuluk anlaşması imzaladı. Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti, güneydeki yeni cumhuriyetlere, "Kafkas Konfederasyonu" şeklinde, birleşme teklifinde bulundu. Almanya, Türkiye'nin müttefiki olduğu halde, gizli emeller peşindeydi. Gürcü ve Ermenileri, nüfuz sahasına almak istiyordu. Ermenistan'ın Türk toprakları üzerinde hak iddia etmesi buna eklenince, taraflar arasında güvensizlik ortamı meydana geldi. Konfederasyon olayı gerçekleşemedi. Kuzey Kafkasya 1919 yılında, konfederasyon teklifini tekrar gündeme getirdi. Ancak, Güney Kafkasya Hükümetleri, birleşme basiretini gösteremediler. Oysa, güneydeki cumhuriyetler için, Kuzey Kafkasya son derece önem arz ediyordu. Komünist Rusya'dan gelecek bir saldırıyı, geçmişte olduğu gibi, önce Kuzey Kafkasya göğüslemek zorunda kalacaktı. Yıllar önce yukarıda anlatıldığı gibi, Türkiye'de yaşayan Kafkasyalılar, ülkelerinin geleceğini düşünerek bir siyasi birlik kurmuşlardı. 1908 yılında kurulan bu birliğe; "Osmanlı Ülkesi'ndeki Kafkasyalı Göçmenler Siyasi Komitesi' adını vermişlerdi. Komite, Aralık 1915'te, Fuat Paşa (Adıge) başkanlığında bir heyet oluşturmuş, Almanya ve Avusturya Hükümetleri ile görüşmek üzere yola çıkarmıştı. Heyetteki üyeler bütün Kafkasya'yı temsil edecek şekil de seçilmişlerdi. Prens Matchabeli (Gürcü), Kamil Toghinidze (Gürcü), İsa Paşa (Lezgi), Selim Benutof (Azeri), Aziz Meker (Adıge) idi. Heyet üyeleri, Alman ve Avusturya devlet adamları ile görüştüler. Kafkas halklarının, Rus yönetimi altındaki dayanılmaz durumunu anlattılar. Bağımsız olmak istediklerini söylediler. Görüldüğü gibi iki yıl öncesine kadar, kader birliği içinde olmayı düşünenler bugün, fırsatlar kapıya gelmişken anlaşmakta güçlük çekiyorlardı. Bu bilinci muhafaza eden tek cumhuriyet Azerbaycan oldu. Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'ni güçlendirmek için elinden geleni yaptı. Çarlık Dönemi'nde Azerbaycanlılar, orduya alınmamışlardı. Askerlik deneyimleri yoktu. Bu yüzden, silahlı destekte bulunamadılar. Buna karşılık, manevi ve mali yardımda bulundular. Elli Milyon Manat yani yaklaşık 2.5 Milyon İngiliz Lirası verdiler. Kuzey Kafkasya 1919'da, konfederasyon için ikinci teklifini yaptığı zaman, bazı olumlu adımlar atılmıştı. Dört Kafkasya Devleti'nin temsilcileri, Tiflis'te bir araya gelerek konuyu tartışmış, bir protokol imzalamışlardı. Gerektiğinde askeri kuvvetlerin birleştirilmesi, diplomatik faaliyetlerde bilgi alış-verişinin yapılması, gümrük ve para emisyonu birliğine gidilmesi konularında anlaşmışlardı. Ancak, Ermeniler; daha savaş içinde, Rusların etkisiyle, Türklere karşı düşmanca bir tavır almışlardı. Toplantılara katılmalarına rağmen, konfedere devlet yapısına sıcak bakmıyorlardı. Ağır alarak ve sudan bahaneler uydurarak, gelişmekte olan birliği bozdular. Bu dağlık bölgeye Eski Yunanlıların verdiği Kaukasos adı Latince'ye Caucasus olarak geçmiş ve daha sonra öteki Avrupa dillerince de benimsenmiştir. Bu ad, Kafkas kökenli olmamakla birlikte, Eski İran dilinde “buz kaplı” ya da “parlak buz” anlamına gelen kru-kasis'ten türetilmiş olabilir. Kafkas adının, Hititçe Karadeniz’in güney kıyılarında yaşayan insanlar anlamındaki Kaz-kaz kelimesinden gelme olasılığı ada vardır. 1975'te Alman antropolog Johann Blumenbach, varsayıma göre Hint-Avrupa halklarının asıl yurdunun Kafkasya olduğu yönündeki yanlış inanıştan hareketle, bir ırksal adlandırma olarak Kafkas (Caucasus) terimini kullanmıştır. Bu adlandırma, “beyaz ırk” anlamında bugün de kullanılmaktadır.

 

Devletler
Günümüzde bölgede Rusya Federasyonu’na bağlı çeşitli küçük cumhuriyetler ile bağımsız devletler olarak Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan yer almaktadır. Rusya Federasyonu içindeki cumhuriyetler şunlardır. Dağıstan, Kabartay-Balkarya, Çeçenya, İnguşetya, Kuzey Osetya]], Adigeya ve Karaçay-Çerkesya. Gürcistan’ın kapladığı alan, Kafkaslar'ın oluşturduğu büyük setin hemen güneyinde Karadeniz'in doğu ucunu çevrelemektedir. Antik Kolhis'in (Kolheti) bulunduğu yer olarak kabul edilen verimli Kolhida Ovası gibi birkaç istisna dışında, Gürcü toprakları büyük ölçüde dağlık olmak üzere ormanlar ve çalılıklarla kaplıdır. Küçük Kafkasların güneyinde, batıda Ermenistan ve doğuda Azerbaycan yer almaktadır.

 

Etnik mozaik
Kafkasya yüzyıllardan beri bir etnik mozaik olarak tanınmıştır; bu bölgede çok sayıda ulus ve kabile yaşamaktadır. Dünyanın başka hiçbir yerinde bu kadar farklı halk böylesine küçük bir alana sığışmış değildir. Strabon İS 1. yüzyılda Karadeniz kıyısındaki Dioskurias (Sohumi) kentinde, hepsi de farklı diller konuşan en az 70 halka mensup insanların ticaret için toplandığını belirtir. Aynı yüzyıl içinde Yaşlı Plinius da Romalıların Kafkasya'daki ticari işlerini seksen kadar tercüman aracılığıyla yürüttüğünü yazar. Arap coğrafyacılar Kafkasya'ya Cebelü'l-Elsine (Diller Dağı) adını yakıştırmışlardır.

 

Büyük devletlerin çekişme alanı
Kafkasya'nın etnik mozaiği kendine özgü bu yapıya sayısız kuşaklar boyunca birçok değişik halkın birbirini izleyen göçleri ve içinden çıkılmaz harmanlanması sonucunda kavuşmuştur. Kafkasya'nın korunaklı dağ ve vadi alanları Avrasya ovalarından güneye ya da Küçük Asya ile İran platosundan kuzeye doğru göç eden halklar için doğal sığınak işlevini görmüştür. Antik çağdan günümüze değin, Kafkasya dışındaki büyük güçler bölgenin tarihinde başat bir rol oynamışlardır. Antik dünyanın Sümer, Hitit, Babil ve Asur imparatorluklarının, ayrıca Troya'nın ve öteki Ege uygarlıklarının nüfuz alanları Kafkasya içlerine kadar uzanmaktaydı. Klasik dönemde Yunanlılar ve Romalılar bölgenin denetimi için önce İran hanedanı Ahamenişler ve daha sonra Partlarla kapıştılar. Kafkasya'da üstünlük kazanmaya yönelik bu çekişme daha sonraları Bizanslıların, Sasanilerin, Hazaraların, Arapların, Osmanlıların ve son olarak Rusların oluşturduğu imparatorluklarla kesilmeksizin sürdü.

 

Yerli ve yerli olmayan halklar
Sınıflandırmaya dönük amaçlar için, dilbilimsel ve tarihsel bulgular temelinde bölge sakinlerini “yerli” ve yabancı halklar olarak ikiye ayırma yoluyla bu karmaşık mozaik bir bakıma basitleştirilmiştir. Kafkas halkları olarak anılan yerli halklar, Kafkasya dışındaki hiçbir dil grubuna girmeyen dilleri konuşurlar; buna karşılık “Kafkasyalı olmayanlar” Hint-Avrupa, Altay ve Sami gibi dışarıdan gelme dil gruplarına bağlı dilleri konuşan halkları kapsar. İkinci kesim içinde Ermeniler, Ruslar ve öteki Slavlar, Kürtler, Osetler, İranlılar, Moğollar, Türkler ve Yahudiler yer alır.

 

Kuzey Kafkasya'nın Siyasi Durumu:

Kuzey Kafkasya'da Rusya Federasyonu'na bağlı olarak Dağıstan, İnguşetya, Kuzey Osetya, Çeçen-İçkerya, Kabardin-Balkarya, Karaçay-Çerkes ve Adığey Özerk Cumhuriyetleri ile Stavropol ve Krasnodar Kray Eyaletleri yer almaktadır.

 

A-Krasnodar Eyaleti

Eyalet (Kray) ve Oblast (bölge)’ye ait iki ana il tipi olmuştur. Sovyet sistemine göre protokolde eyalet bölgeden üstün sayılmıştır. Özerk bölge (çevre/okrug) ve daha büyük olarak özerk il tipi yine SSCB  yönetiminde oluşturulan özerk il tipleridir. Krasnodar eyaleti, merkezi Krasnodar (eski adı Yekaterinador) şehri olan, 83.000 kilometrekare yüz ölçümüne sahip, yaklaşık 5 milyon nüfuslu , 13 Eylül 1937’de kuruluş olan en üst il tipi yönetimlerinden birisidir. Novorasisk, Gelencik, Tuapse ve Soçi Karadeniz kıyısındaki; Armavir ve Habinsk ise Kuban nehri güneyindeki içi kesimde yer alan başlıca şehirleridir. Tuapse dışında Adığe nüfusu çok azdır ya da hiç yoktur. Nüfusun % 90’ını Ruslar oluştururken % 2’lik bir Adığe nüfus yer almaktadır. Geriye kalan nüfusu Ukraynalı, Ermeni ve Tatarlar oluşturmaktadır.
 

 

B-Adığey Özerk Cumhuriyeti

7.800 kilometrekare yüzölçümüyle 475.000 nüfuslu Adığey Özerk Cumhuriyetinin başkenti Maykop’tur. Oktiyabrski, Tewuçuej, Krasnoguardeysk, Şogen ve Koşhabl önemli şehirlerindendir. 27 Temmuz 1922’de Adığey Çerkezleri Özerk Bölgesi (Oblast) kurulmuştur. 5 Ekim 1990’da Cumhuriyet olma kararı alan Adığe Özerk Bölgesi; 3 Temmuz 1991’de Rusya Federasyonu Yüksek Meclisi’nce Cumhuriyet olarak tanınmıştır. 1926’da 112.800 olan nüfusun % 45’ini Adığeler oluştururken % 25,8’lik kısmı Ruslardı. 1989’a gelindiğinde ise oranlar şöyle değişmiştir. % 20,6 Adığe, % 70’den fazla Rus ve geri kalan Ukraynalı, Ermeni, Tatar vb. Adığe Cumhuriyeti’nde toplam Adığe köyü sayısı 43’tür. Bölgede Rusça ve Adığe dili resmi dil olarak kullanılırken, Kuzey Kafkasya’da en çok Rusça konuşulan cumhuriyet olma özelliğine sahiptir. Adığe Özerk Cumhuriyet, Kuzey Kafkasya’da yaşanan çatışmaların dışında, ılıman iklime ve verimli topraklara sahip, yabancı sermayeye giriş imkânı sağlayan sanayisi ile bir istikrar bölgesi olmuştur.

 

C-Karaçay-Çerkes Özerk Cumhuriyeti

14.100 kilometrekare yüzölçümüyle 435.700 nüfusa sahip Karaçay Çerkes cumhuriyetinin, kuzeyinde Stavropol ve Krasnodar, batısında yine Krasnodar ve güneyinde Gürcistan yer almaktadır. Bölge, Stavropol Eyaletine bağlı bir yönetim birimi (oblast) iken 1993’de özerkleşmi ve federe cumhuriyet statüsüne yükselmiştir. Nüfusunun % 30’u Karaçay, % 10’u Adığe, % 45’i Rus, % 15’i ise Abhaz ve Nogay’dır. Ukraynalı, Oset ve Ermeniler yanında başka milletler de mevcuttur. Rusça, Karaçayca, Çerkesce, Abazaca ve Nogayca Cumhuriyetin resmi dilleri arasındadır.

 


D-Kabardey-Balkar Özerk Cumhuriyeti

12.500 kilometrekare yüzölçümüyle 786.000 nüfusa sahip cumhuriyetin başkenti Nalçik’tir. Önemli şehirleri Baksan, Tırnauz, Nartkala, Mayskıy, Zolskıy, Prohladnıy, Terek ve Çegem’dir. Rusya Federasyonu’na bağlı 89 idari birimden biri olan cumhuriyetin doğu ve güney doğusunda Kuzey Osetya, güneybatısında Gürcistan, batısında ise Karaçay-Çerkes Özerk Cumhuriyeti yer almaktadır. Nüfusun % 49,2’sini Adığeler, % 30,7’sini Ruslar, %9,6’sini Balkarlar ve % 10,5’ini de diğer milletler oluşturmaktadır. Rusya Fedarasyonu’na bağlı cumhuriyetler içerisinde en fazla Adığe nüfusu bu cumhuriyette yaşamaktadır. İlk olarak 16 Ocak 1922’de Kabardino-Balkarya olarak kurulan birim, 1991 Şubat ayında egemenlik ilan etmiş ve Rusya Federasyonu içinde kalmıştır. Kuzey Kafkasya’nın tam merkezinde olan cumhuriyette, Çerkesçe (Kabardey lehçesi), Balkarca ve Rusça devlet dilleri olarak kabul edilmektedir. Önemli turizm merkezlerinden olan ülkenin tamamı 1997’de serbest bölge olarak ilan edilmiştir.

 

E-Stavropol Eyaleti

Başkenti Stavropol olan eyaletin kuzeyinde Rostov Eyaleti ve Kalmuk Özerk Cumhuriyeti, doğusunda Dağıstan, güneyinde Çeçenistan, Kuzey Osetya, Kabarday-Balkarya, Karaçay-Çerkesya ve batısında ise Krasnodar Eyaleti yer almaktadır. 2.015.000 nüfusa sahip olan eyalette 80’den fazla millet yaşamaktadır. Ruslar nüfusun % 85’ni oluştururken son 10 yıllık dönemde sayılarının sürekli düştüğü görülmektedir. Karaçaylar, Çerkesler, Nogaylar, Türkmenler, Dağıstanlılar, Osetler ve Ermeniler eyalette yaşayan diğer milletlerin başında gelmektedir.

 

F-Kuzey Osetya Özerk Cumhuriyeti

Başkenti Viladikafkas olan cumhuriyetin kuzeyinde Stavropol, doğusunda Çeçenistan ve İnguşetya, batısında Kabarday-Balkar, güneyinde ise Gürcistan ve ona bağlı Güney Osetya yer almaktadır. Oset, Rus, Azeri, Gürcü, Yahudi, Çeçen, Tatar, Ukraynalı, Ahıskalı ve Çingeneler yaşamaktadır. Nüfus 667.300’dür. Nüfusun % 57,3’ü Oset, % 26,3 Rus, % 5,1 İnguş, % 22 Ermeni, % 1, 7 Gürcü, % 1,7 Kumuk’lardan oluşmaktadır. Kuzey Osetya vatandaşı İnguşların yarısından fazlası, Oset-İnguş çatışması nedeniyle İnguşetya’da yaşamaktadır.  Kuzey Kafkasya’nın düğümlerinden birini oluşturan Kuzey Osetya, Daryal Geçidi ya da diğer adıyla Gürcü Askeri Yolu’nun üzerindedir. Bu geçit Kuzey Osetya’yı Güney Osetya’ya bağlamanın yanında Kuzey Kafkasya’yı Güney Kafkasya’ya bağlayan Derbend Geçidi ve Karadeniz sahil kesimi dışında varolan yegane geçittir.

 

G-İnguşetya Özerk Cumhuriyeti

Büyük Kafkas Dağlarının kuzey yamaçlarında bulunan İnguşetya, Gürcistan, Çeçen-İçkerya Cumhuriyet ve Kuzey Osetya ile çevrilidir. 3.750 kilometrekare alana sahip olan ülke, 314.500 nüfusa sahiptir. 4 Haziran 1922’de kurulan İnguşetya’nın başkenti Magas’tır. (2000 yılına kadar başkent Nazran şehri idi). Anayasa 27 Şubat 1994’te referandumla kabul edilmiştir. Ülke Nazran ve  Malgobek olmak üzere iki il ve dört ilçeye bölünmüştür. Nüfusun % 58’ini İnguşlar,  % 33’ünü Çeçenler kalan kısmını ise diğer halklar oluşturmaktadır. İnguşetya 4 Haziran 1992’de Çeçen-İçkerya Cumhuriyetinden ayrılmıştır.


 

H-çeçen İçkerya Cumhuriyeti

Doğusunda ve güneydoğusunda Dağıstan, güneyinde Gürcistan, batısında İnguşetya ve kuzeyinde Stavropol Eyaleti olan cumhuriyetin yüzölçümü 17.000 kilometrekare olup nüfusu 1997 sonu itibariyle bir milyon civarında idi. Yaşanan iki savaş nedeniyle ortaya çıkan sürgünler ve ölümler Çeçenistan'ın günümüz nüfusunun ne kadar olduğu net değildir. Çeçenler nüfusun % 82,9'unu, İnguşlar ise % 10,7'isini oluşturmaktadır. Ruslar, Avarlar, Nogaylar, Kumuklar, Ermeniler, Darginler, Laklar, Ukraynalılar, Yahudiler, Tatarlar ve Ahıska Türkleri de yaşamaktadır. Çeçenistan'ın başkenti Caharkala/Grozni'dir. Cumhurbaşkanı Cevreh Dudayev'in bir suikast sonucu katledilmesi sonrası kente Caharkala adı verilmiştir. Tarihi adı Sölcekale iken Ruslar Sovyet döneminde korkunç anlamına gelen Grozni adını, Çar İvan Grozni'ye atfen koymuşlardır. Caharkale dışında petrol rezervine sahip diğer önemli kentler Şali, Gudermes, Argun ve Urus-Martan'dır. 1 Kasım 1991'de bağımsızlığın ilan eden Çeçenistan ile Rusya Fedarasyonu arasında 1994-1996 arası savaş yaşanmıştır. 1996'da Hasavyurt Anlaşması imzalanmış ve beş yıl içerisnde kesin çözümün masada belirleneceği kabul edilerek çatışmalar durdurulmuştur. Rus ordusunu o dönemde Çeçenistan'ı terk etmişken, 1999'da başlayan ikinci savaş halen  devam etmektedir. Her iki savaşta hayatını kaybeden Çeçenlerin sayısı 300 bini aşmıştır.

 

İ-Dağıstan Özerk Cumhuriyeti

Rusya Fedarasyonu'nun en güneyinde yer alan Dağıstan, Hazar Denizi ile Kafkas Sıradağları arasında yer almaktadır. Doğusunda Hazar, güneyinde Azerbaycan, güneybatısında Gürcistan, batısında Çeçenistan ve Stavropol ili, kuzeyinde ise Kalmukya Bölgesi vardır. Hazar kıyısı 480 km uzunluğundadır. Yüzölçümü 50.300 kilometrekare olan Dağıstan'ın nüfusu 2.100.000'dür. Ülkede 680 köy, 41 kırsal ilçe, 10 şehir ve 15 şehir tipi kasaba mevcuttur. Başkent Mahaçkale büyük demiryolu kavşağıdır ve Rusya'nın Hazar Denizi'nde donmayan yegane askeri ve ticari limanıdır. Başkent dışında en önemli yerleşim birimleri Havsyurt, Derbent, Kızılyar, Boynaks, Kızılyurt, Babayurt ve Kaspiyak'tır. Dağıstan'da yalnız iki köyün konuştuğu ve 200-300 aileden başka kimsenin anlamadığı diller mevcuttur. İrili ufaklı 30 etnik gruptan bahdelirken, Dağıstan dağlarında birbirinin dilini anlamayan 70 kavmin varlığından söz edilmektedir. 

Dağıstan dağlıların nüfusa oranı şu şekildedir. % 23 Avarlar, % 16,2 Darginler, % 13 Kumuklar, % 12,5 Lezgiler, % 5 Laklar, % 4,7 Tabasaranlar, % 0,8 Rutullar, % 0,8 Ağullar, % 0,3 Çahurlar, Bunların dışında % 1,6 Nogaylar, % 0,4 Tatlar, % 7,1 Ruslar, % 4,3 Azeriler ve % 4,5 Çeçenler yaşamaktadır.

 

 

Güney Kafkasya'nın Siyasi Durumu:


Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan devletlerini kapsamakta,  İran, Rusya ve Türkiye arasında, Büyük Kafkas Sıradağlarının güneyinde yer almaktadır.  Güney Kafkasya bölgesi tarihen siyasî, dinî ve medenî yarışmaların ve mücadelelerin alanı olmuştur.


Azerbaycan

Kuzeyde Rusya, kuzey batıda Gürcistan, güney batıda Ermenistan, güneyde İran ve güney batıda Türkiye ile komşudur. Doğu sınırını Hazar Denizi çizmektedir.Bir kısmı Avrupa ve bir kısmı Asyadadır. 1828'de Rusya İmparatorluğu'nun egemenliğine girdi.  1918 - 1920'de Kafkasya Kurultayı'nı toplandı ve 28 Mayıs 1918'de de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'ni kuruldu. Ancak 1920'de Kafkasya ötesi Sosyalist Sovyet Cumhuriyetler Birliği'ne katıldı.  30 Ağustos 1991'de SSCB çöküşüyle bağımsızlığını yeniden ilan etti. Sınırların uzunluğu 2013 km dir. Azerbaycan'ın İran'la 611 km, Türkiye ile 9 km, Rusya ile 284 km, Gürcistan ile 322 km ve Ermenistan ile 787 km sınırı vardır. Doğusunda ise Hazar Denizi ile çevrilmiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti üniter devlettir. Başkenti Bakü’dür. Rayon adı verilen, il ve ilçelere karşılık gelen idari bölgelere ayrılmıştır. Bir Özerk Cumhuriyet (Nahçıvan), 66 rayon, 13 şehir rayonu, 70 şehir (11 büyükşehir) mevcuttur. Toplam nüfus, 8.922.000’dur.  Ulus çoğunluğunu Türk halkı olan Azeriler oluşturmaktadır. Azeriler dışında Tatarlar, Ruslar, Ukraynalılar, Beyaz Ruslar, Gürcüler, Ermeniler, Talişler, Yahudiler, Kürtler, Lezgiler, Avarlar,  Tatlar, Sakurlar, Udinler ve diğer milletler yaşamaktadır.  Ermeniler özellikle Dağlık Karabağ Savaşı yüzünden ya ayrılmıştır veya kaçmıştır. Azerbaycan'da Dağlık Karabağ dışında hemen hemen hiç Ermeni kalmamıştır. Azerbaycan Cumhuriyeti laik devlettir. Halkın %96'sı Müslüman (çoğunluğu Şii Caferi), %3-4'ü Hıristiyandır (çoğunluğu Rus Ortodoks Kilisesi, Gürcü Ortodoks Kilisesi ve Malakan). Çok küçük bir bölümü ise Yahudidir.

 

Ermenistan

Daha önce Sovyetler Birliği'ne bağlı bir cumhuriyet iken 1991'de bağımsızlığını ilân etmiştir. Kuzeyinde Gürcistan, doğusunda Azerbaycan, güneyinde İran ve batısında Türkiye ve Azerbaycan'ın egemenliği altındaki Nahçıvan bölgesi bulunur. 2008 itibariyle nüfusu 3.230.100 kişidir.  Başkenti ve en büyük şehri Erivan'dır. Gümrü, Vanadzor, Eçmiadzin ve Hrazdan da ülkenin diğer önemli şehirlerindendir. Şiddetlenen Ermeni-Azeri savaşında Ermenistan, Dağlık Karabağ ile Ermenistan arasındaki Laçın Koridoru'nu da işgal ederek Dağlık Karabağ'ı fiilen kendisine ilhak etti. Halen Ermenistan uluslararası topluluk tarafından Azerbaycan'a ait sayılan toprakların %20'ni (D. Karabağ ve Laçin Koridoru dahil) işgal altında bulundurmaktadır. Türkiye bu durumu gerekçe göstererek Ermenistan Cumhuriyeti ile diplomatik ilişki kurmaktan kaçınmış ve bu ülke ile sınırlarını trafiğe kapatmıştır. Neredeyse bütün Ermenistan nüfusu Ermenilerden ibarettir, ancak en son nüfus sayımına göre Yezidi (40.620 kişi), Rus (14.660 kişi), Süryani (3.409 kişi), Ukrain (1.633 kişi), Kürt (1.519 kişi), Yunan (1.176 kişi) ve diğer toplumlar (4.640 geri kalan kişi) da var. 301 yılında Ermenistan, Hıristiyanlığı devletin dini olarak uygulayan dünyanın ilk ülkesi olmasıyla  birlikte Hıristiyanlık, özellikle Ermeni Apostolik Kilisesi Ermenistan'daki en yaygın dinidir (nüfusun %94'ü Ermeni Apostolik'tir,  ancak zamanımızda anayasal olarak Ermenistan seküler bir ülkedir, böylece vicdan ve din özgürlüğü kanunen desteklenmektedir. Nüfusun geri kalanına ait en büyük dinler, diğer Hıristiyan tarikatları (Katolisizm, Rus Ortodoks v.s.), Yezidilik ve İslam'dır

 
  Bugün 39 ziyaretçi (50 klik) kişi burdaydı!  
 

GEREKLİ ADRESLER
T.C. Kimlik Numarası
Seçmen Bilgi Sorgulama
Son Dakika DEPREM
Hastaneler
Eczaneler
Hava Durumu
Yol Durumu
İller Arası Mesafe
Siyasi Partiler
Sendikalar
Meslek Odaları
Meslek Danışma Merkezi
Konsolosluk İşlemleri
Dilden Dile Çeviri
Asker Alma İşlemleri
Online Kasko İşlemleri
Televizyon'da Bugün
Yemek Tarifleri
DMO Online Satış
TELEFON- POSTA

Telefon Rehberi (İsimle Arama)
Telefon Rehberi (Numarayla Arama)
Önemli Telefonlar
Telefon İl Alan Kodları
Telefon Ülke Alan Kodları
Posta Kodları
Türk Telekom Fatura Ödeme
Avea Kontör Yükle
Avea Fatura
Turkcell Fatura
Telsim Vodafone Fatura
Telefon Arıza Kayıt

EĞİTİM- KÜLTÜR

Üniversiteler
ÖSYS Sonuçları
DMS Sonuçları
ÖSS Puanını Hesapla
LES Sonuçları
TUS Sonuçları
ÜDS Sonuçları
Açık Öğretim Sonuçları
DGS Sonuçları
YÖS Sonuçları
İşçi Sınav Sonuçları
Y.Ö.K. Tez Tarama
Kütüphaneler
MEB Sınav Sonuçları

ULAŞIM

Tren Saatleri
Uçak Saatleri
İstanbul Uçak Saatleri
Karayoluyla Ulaşım
Denizyoluyla Ulaşım

VERGİ DAİRESİ
Vergi Kimlik Numarası
Motorlu Taşıtlar Vergi Dairesi
İnternet Vergi Dairesi
EMNİYET

Sürücü Ceza Puanı
Araç Sorgulama
Online Pasaport
Online İhbar
Online Ehliyet
Online Silah Ruhsatı
Kayıp Şahıslar
Online Aranan Kişiler

EMEKLİ SANDIĞI

Emekli Maaş Hesabı
Emekli Sicil No
Emeklilik Yaşı Hesabı
Açıktan Emeklilik Başvurusu
Hizmet Süresi Hesabı
Evrak Takibi

SSK

Emekli Maaş Hesabı
Ne zaman emekli olabilirim
İşveren Sicil Numarası
Gecikme Zammı Hesaplama
Sigortalı Bildirim Formu
Sigortalı Hizmet Dökümü
Eczane Bilgi Sistemi
İlaç Bilgi Bankası

BAĞ-KUR
Emeklilik Hesabı
Sigortalılık Bilgileri
FATURA- BORÇ SORMA

Doğalgaz Fatura Ödeme
İski Fatura Ödeme
Aski E-Fatura
İzsu Fatura Sorgulama
TEDAŞ

BİLET SATIŞ

THY Online Bilet
TCDD Online Bilet
Denizcilik İşletmeleri
Devlet Tiyatroları Gişesi
Biletix
My Bilet (Sinema)
Maç Biletleri
Otogar Telefonları
Aşti Firmalar (Ankara)
İzmir Otobüs Firmaları
Has Turizm
Varan Turizm
Kamil Koç Turizm
Nilüfer Turizm
Ulusoy Turizm

www.optimization-world.com
Free-counter-plus.com
www.optimization-world.com
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol