Arhavi, Artvin iline bağlı Doğu Karadeniz Dağları’nın kuzeyine yerleşmiş bir ilçedir. Hopa'ya 11 km, Fındıklı'ya 15 km, Artvin’e 86 km ve Rize'ye 100 km uzaklıktadır.[2]
Yüzölçümü 314 km² olan Arhavi, Kamilet ve Derecik olmak üzere iki vadi üzerinde 30 köy ve 7 mahalleden oluşur. Arazi yapısı engebeli ve dağlıktır.[3] İlçe merkezi köylerin aksine iskâna ve tarıma elverişlidir. İlçede Doğu Karadeniz Bölgesi'nin tipik dağlık yapısı hâkimdir.
1486 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na katıldı.[6]Osmanlı İmparatorluğu'na katıldıktan sonra Arhavi kazasına 6 hane Müslüman yerleştirildi.[7] 1486 ve 1515 tarihli yazımlarda "Laz", 1520 ve 1554 tarihli yazımlarda "Arhavi" olarak kayıtlara geçmiştir. 1486 tarihinde Lazistan kazasının merkezi olarak kabul edilen Arhavi köyünün nüfusunun tamamı Hıristiyan olup, yaklaşık 181 kişiden oluşmaktaydı.
Arhavi kazası 1 Nisan 1566' da Batum sancağına bağlıydı. Kazanın Batum sancağına tam olarak ne zaman bağlandığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Muhtemelen 1 Şubat 1561-10 Mayıs 1562 tarihleri arasındaki bir tarihte bu sancağa bağlanmıştır.
10 Mayıs 1562 tarihli bir kayıtta Arhavi'nin Batum sancağına bağlı olduğu görülmektedir. 1583 yılında Arhavi kazası kendisine bağlı Arhavi ve Eksanos nahiyeleriyle Batum sancağına bağlı bulunuyordu. 1515'de Arhavi'nin merkezi olan Arhavi köyünün nüfusu 421'i Hıristiyan ve 54'ü Müslüman olmak üzere 475'ti. 1520'de ise 411 Hıristiyan, 125 Müslüman vardı.
23 Şubat1915'te Hopa’yı işgal eden Rus kuvvetleri Hopa–Arhavi arasındaki uzaklığı 20 günde geçebilmiş ve 15 Mart 1915'de Arhavi’nin doğu kısmını ele geçirmişlerdi. 5 şubat 1916'da Kapisre deresi Rus birliklerine geçilmiş ve Arhavi tamamen işgal edilmişti. Çarlık Rusya’nın yıkılması ve iç işlerinin karışıp bozulması Rusları geri çekilmek zorunda bırakmıştı. Böylece 2 yıllık bir işgalden sonra 12 Mart 1918 yılında Arhavi düşman işgalinden kurtulmuştu. Bu tarih Arhavi'de Kurtuluş Günü olarak kutlanır.
1 Haziran 1933’te 2197 sayılı kanunun ikinci maddesine göre merkezi Rize olmak üzere Artvin ve Rize birleştirilerek Çoruh vilayeti teşkil edilmiştir. 4 Kasım 1936’da kabul edilen 2885 sayılı kanun ile merkezi Rize olan Çoruh vilayeti kaldırıldı ve Hopa merkezi Artvin olan Çoruh İline bağlandı. Böylece Arhavi'de Çoruh İli'ne bağlanmış oldu. Aynı yıl Arhavi Belediyesi kuruldu.
Bu tarihte Arhavi bucağı 30 köyden oluşmaktaydı. Arhavi 6324 sayılı kanunla 1 Haziran 1954 tarihinde tekrar ilçe olmuştur. Çoruh adı 15 Şubat 1956 tarih ve 6668 sayılı kanunla Artvin olarak değiştirildi. Bunun sonucu olarak Arhavi, Artvin ilinin ilçesi oldu.
Islahı yapılmadan önce Kapisre deresi şimdiki Çaykur çay fabrikası yanından Karadenize ulaşıyordu. Bu nedenle Kale Mahallesi tarafından bir, Musazade Mahallesi tarafından da bir olmak üzere iki şehir merkezi bulunuyordu. Bu şehir merkezlerine Melen Noğa ve Molen Noğa adı verilmekteydi. Musazade Mahallesi tarafında oturanlar Kale Mahallesi tarafına ayrıca Lağata da diyorlardı. Lağata genellikle gemici kahvehanelerinin bulunduğu yerlerdi.
1950 yılında yapılan asma köprü öncesi dereden geçmek için ağaç köprüler yapılıyor ya da kayıklarla geçiliyordu. Çarmıklı Eğitim ve Kültür Merkezi'nin olduğu yerde ve Konaklı Köyü yakınlarında olmak üzere ilçede iki medrese bulunmaktaydı.
Osmanlı döneminde askeri kışla olan ve daha sonra İlkokul olarak kullanılan bina belediye düğün salonunun olduğu yerdeydi. Arhavi köylerinde ise yerleşim merkezi önceleri Balıklı-Ulukent ve Ortaköy'dü. Diğer köyler bu iki bölgeye bağlı mezralardı.
Şehir merkezinin mezarlığı Kale Mahallesinde günümüzdeki Ertuğrul Kurdoğlu İlköğretim Okulu arkasındaydı. Burada 200-300 yıllık mezar taşlarına rastlamak mümkündür. Şehir merkezinden köylere ulaşım için kullanılan yol Cumhuriyet Mahallesine giden yoldu. Takalarla yapılan ticaret ulaşımı genellikle Trabzon iline yönelikti. Az da olsa Giresun ve Samsun'a da ticaret amacı ile Arhavi'li takalar gitmekteydi.
Arhavi ilçesi imara açık ilk yerleşim şekline ise 1960 yılında kavuşmuştur.[8]
İlçede tipik Karadeniz iklimi hakimdir. Yazları ılık, kışları serin geçmektedir. Her mevsimde yağış görülen ilçede nem oranı yüksektir. İklim şartları çay, fındık, kivi, mısır ve turunçgil yetiştiriciliğine elverişlidir.
Arhavi genel olarak engebeli ve dağlıktır. İlçenin yüzey şekillerini Doğu Karadeniz Dağları ve Kavak deresi ile ona bağlı derelerin derince yardığı vadiler oluşturur. İlçedeki tek ovanın üzerinde şehir merkezi kuruludur.
İlçenin oldukça engebeli bir yapısını olmasında özellikle Kavak deresi ve ona bağlanan Şahinkaya, Agara, Balıklı, Çifteköprü ve Lome derelerinin araziyi derince yarması ve aşındırmasıdır. Kavak deresi ve ona bağlanan kolların açmış olduğu derin vadiler aynı zamanda ilçedeki en önemli ulaşım yollarını oluşturur.
Arhavi'de en çok görülen topoğrafik şekil olan dağlar özellikle güneye doğru 3000 metreye kadar yükselir. Kuzeyden güneye doğru hızla yükselen arazi yapısı içerisinde yaylalar güneyde yer tutmaktadır. 30–2000 metre yükseklikte çok sayıda yayla bulunmaktadır. Başlıcaları Agara, Soğuksu, Şenyurt, Yazlık, Pınarlık, Akıncılar, Güneşli, Mete, Aydınlı yaylalarıdır. Buzul aşındırmasının etkili olduğu bu kesimde irili ufaklı bir çok göl bulunmaktadır. Bunların başlıcaları; Gadit, Sarıgöl, Alacal, Büyükagara , Küçükagara ve karagöllerdir.
Yılın en sıcak ayı olan Temmuz'un ortalaması 22.1 °C, en soğuk ayı olan Ocak'ın ortalaması 6.5 °C tur. En yağışlı ay olan Ekim'in yağış ortalaması 266.7 mm. En az yağışlı ay olan Mayıs'ın ortalaması 84.8 mm'dir. Yıllık sıcaklık amplitütü 13.6 °C'dir. Yıllık yağış ortalaması 181.9 mm'dir.[9]
En yağışlı mevsim Sonbahar en az yağışlı mevsim ise İlkbahardır. Fakat mevsimler arasında çok belirgin fark yoktur. Yağış her mevsime düzenli bir şekilde yayılmıştır. Bu düzenli yayılış sıcaklık içinde geçerlidir. Bazı yıllarda görülen ani sıcaklık düşüşü don olaylarına neden olmakta, bundan yöredeki kültür bitkileri oldukça zarar görmektedir.
Kıyıdan yaklaşık olarak 750 metre yüksekliğe kadar olan saha, geniş yapraklı kıyı ormanları ile gür ve sık bir orman formasyonu ile aynı zamanda da zengin bir orman altı formasyonundan oluşan bu yükselti basamağı Kolşik Flora adıyla da tanınmaktadır. Bu basamağın hakim ağacı Sakallı kızılağaçtır. Diğer türleri Kayın, Kestane, Gürgen, Karaağaç, Çınar ve Ihlamur türleri oluşturur. Bunlardan Sakallı kızılağaç ve Karaağaç akarsu vadileri boyunca ormanların üst sınırına kadar çıkar. Kayın 600-1200 metre arasında sık topluluklar halinde olmak üzere 1500 metre yüksekliklere kadar çıkar. Kestane toplulukları 500-600 metre yüksekliklere kadar görülürken Gürgen seyrek olarak 1800-1900 metreye kadar çıkar. Trabzon hurması ve yabani Kiraz ise ancak 400-500 metre yüksekliğe kadar görülebilmektedir. Yine bu yüksekliklere kadar diğer türlerle karışık olarak Defne, Tespih ağacı ve Şimşir ağacı da görülebilmektedir. Hopa'ya doğru ise kısmen Sarıçama rastlanır.
İlçenin nüfusu 2009 genel nüfus sayımına göre 19 132'dir.[1] Bunun 15 362'si ilçe merkezinde, 3 770'i ise köylerde yaşamaktadır. İlçe merkezinde 7 558 erkek ve 7804 kadın, köylerde ise 1 831 erkek ve 1939 kadın bulunmaktadır.[1] Okuma-yazma oranı %96'dır.[10] İlçede 102 erkek ve 731 kadın okuma-yazma bilmemektedir. [10]
Yaş gruplarına bakıldığında en çok 1 562 kişiyle 10-14 yaş arası grup, en az ise 45 kişiyle 90+ gruptur.[11]
Arhavi ilçesindeki nüfusun 15.852'si nüfusa Artvin ili adına kayıtlı iken geri kalan nüfus diğer illerden göçenler ve yabancılardan oluşmaktadır. Diğer illerden gelen nüfus içinde en büyük oran 1.024 kişiyle Rize'ye aittir. Rize'yi 719 kişiyle Trabzon, 224 kişiyle Erzurum, 89 kişiyle Samsun ve Ardahan, 75 kişiyle Bayburt ve 50 kişiyle Ağrı izlemektedir.[12]
Arhavi’nin kültürel potansiyelini açığa çıkarmak, turizmine aktivite kazandırıp, ilçeyi yurtiçinde ve yurtdışında tanıtmak amacıyla Türkiye’de çok yeni bir kavram olan festival düzenleme fikri dönemin kaymakamı Erol Ertuğrul tarafından ortaya atıldı. Kaymakam Erol Ertuğrul’un bu önerisi Arhavi'de büyük destek gördü. Festival Kutlama Komitesi Kaymakam Erol Ertuğrul’un ve Belediye Başkanı Rüştü Hatinoğlu’nun önderliğinde kamu kurum ve kuruluşların amirleri ile ilçenin ileri gelenlerinin katılımıyla oluşturuldu.
Komite, Kabotaj Bayramı'nı da festival programının içine alarak 1–3 Temmuz 1973 gününü festival tarihi olarak kararlaştırdı. Kutlama süresi ise, üç gün üç gece olarak belirlendi. Sonraki yıllarda komitenin aldığı kararla festival atmaca mevsiminin başlangıcı olan Eylül ayına alındı ve adı da Altın Atmaca Kültür ve Sanat Festivali olarak değiştirildi. Türkiye’nin Doğal Yaban Hayvanları Koruma Kararı gereği Bern Sözleşmesi'ni imzalaması ile atmacacılık yasaklandı. Bu yasak festivali de etkiledi ve Altın Atmaca adı kaldırıldı. Festivalin adı ilk adı olan Arhavi Kültür ve Sanat Festivali'ne dönüştü.
12 Eylül1980 sonrası 3 yıl kesintiye uğrayan festival, 1985 yılında yeniden düzenlenmeye başladı. 1991 yılında dönemin Belediye Başkanı Mehmet Çorbacı tarafından davet edilen 17 yabancı ülkenin sanat elçileri ile birlikte organize edildi ve dünyaya barış ve kardeşlik mesajı verildi.
Arhavi Kültür ve Sanat Festivali, festival boyunca yöreye canlılık kazandırarak yörenin ticari ve turizm potansiyelini arttırdığı gibi yapılan sportif etkinliklerle birçok sporcuyu Türkiye’ye tanıttı. Boks ve atletizmde birçok birincilik alan bu sporcular, bu etkinlikler ile adını duyurdu. Müzik yarışmaları da yine çok sayıda sanatçının Türkiye çapında tanınmasında önemli rol oynadı. Cengiz Kurtoğlu bunlardandır. Arhavi Kültür ve Sanat Festivali, diğer ilçelere de örnek oldu ve çeşitli özellikleri ile ilkleri gerçekleştirdi.
Arhavi ilçesindeki evlerin yapısal özellikleri genelde Karadeniz mimarisi ile uyum içinde olmasına rağmen işlevsel farklılıklar göstermektedir. Evler zemin kat ile birlikte ya 2 kat ya da 3 kat olarak inşa edilir.
Evin genel yapısı dikdörtgen olup ana giriş genellikle güney yöndedir. Dış duvar ya kare ya da zig-zag ahşap ızgaralar içine doldurulmuş taşlardan yapılır. Zig-zag örgüler içine kullanılan taşlar küçük parçalardan olduğunda dışına genellikle kireç sıva çekilir. Ama bu duvar şekli çoğu evlerde kısmen uygulanır.
Arhavi evlerinin en büyük özelliği coğrafyaya çok uyumlu olmasıdır. Bölgenin nemli olmasına rağmen evler mimari özelliğinden dolayı rutubet kokusu barındırmaz.
Laz mutfağı genelde Karadeniz mutfağı ile karıştırılır. Karadeniz mutfağı özgün olmakla birlikte geleneksel Türk mutfağının bazı çeşitlerini de içine alır. Yani Karadeniz mutfağında Laz mutfağında olduğu gibi karalahana ve hamsi egemenliği yoktur. Diğer bir söyleyişle Karadeniz mutfağı daha zengin bir çeşidi içine almaktadır. Zaten Karadeniz’in hiç de homojen olmayan kültürel dokusunda farklı mutfak kültürleri de doğal olarak oluşmuştur.
Laz mutfağının üç önemli malzemesi vardır. Karalahana, hamsi ve süt ürünleri. Diğer bir deyişle ifade edersek, Laz Mutfağında çeşit zenginliği yoktur. Kısıtlı malzeme ve olanaklarla değişik damak tatları yakalamaya çalışılırken bir yandan da iş yoğunluğundan olsa gerek, öğün atlatma mönülerinin üretildiğini gözlemliyoruz. Lazlar nereye giderlerse gitsinler lahana ve hamsi hiç vazgeçemedikleri bir damak tadıdır. Karalahana değişik çeşitleriyle Laz mutfağında her mevsim ana yemektir. Hamsi mevsim itibariyle kışın taze olarak tüketilir. Lazlara göre kulağına kar suyu kaçmadan hamsinin lezzeti olmaz. Yazın tuzlanmış hamsi tüketilir. Geçmişte hamsinin en ucuz zamanında kasa kasa hamsi alınır temizlenip tuzlandıktan sonra toprak küplerde saklanırdı. Hamsiden başka istavrit, kefal, palamut ve kalkan balığı gibi birkaç çeşit deniz ürünü dışında Lazların balık kültürleri pek yoktur. Ve balık deyince kırmızı pullu dere alabalığını unutmamak gerekir. Yazın olta, serpme ve bazen de derenin yönü değiştirilerek hatırı sayılır alabalık avlanır.
Körfez kıyısına kurulan Arhavi’nin hemen üstünde bir heykel gibi duran Cenevizliler'den kalma Ciha gözetleme kalesi merkez, Ulukent ve Ortacalar Camileri, Ortacalar Çifte Kemer, Orçi Deresi Kemer, Derecik Köyü Kemer, Aşağı Şahinler Köyü Kemer Köprüleri birer sanat harikalarıdır. Ayrıca Dereüstü, Derecik ve Kavak Köylerinde tesis edilen Alabalık üretim çiftliği ve sosyal tesisleri ile restaurantları görülmeye değer yerlerden bazılarıdır. Metruk kilise manzara açısından doyumsuz seyirlerle kayalık mevkindeki Martı Kuşu Cenneti gezilecek önemli yerlerin başındadır.
Ciha Kalesi: Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen kalenin Cenevizliler'in deniz ticareti süresince bir gözetleme yeri olarak kullandığı düşünülmektedir. Yaklaşık 50 asker barındıracak mimari özelliğe sahiptir. Hiçbir restorasyon çalışmasının yapılmadığı bu tarihi eserin bulunduğu yerden Rize'nin Pazar ilçesinden Gürcistan’ın Batum şehri arasındaki alanı rahatlıkla gözlemek mümkündür.
Çiftekemer Köprüsü: 18. yüzyılda yapılan bir köprüdür. Moloz taş ve kesme taşlardan inşa edilmiştir. Tümüyle merkezkaç kuvveti ile hesap edilerek çok hassas dengeler üzerine kurulmuş bir köprüdür. Taşlar kireç ve yumurta akı ile örülmüştür. Alt kısmı tam daire üzerinden hesap edilmiş ve yan yüzeylerinde korniş çıkıntılar yer almaktadır.
Mençuna Şelalesi: Mençuna Şelalesi'ne Çiftekemer Köprüsü’nü geçip Küçükköy yoluna saparak gidebilirsiniz. Şelalenin en güzel görünümü karların eridiği Nisan–Mayıs aylarıdır. Fakat yaz mevsiminde de görüntü iyi sayılır. Mençuna Şelalesi üç basamaktan oluşur. En üst bölümü yaklaşık 50 m yüksekliğinde olup toplam 70 m yi bulmaktadır.
Kemer Köprü Köprüsü: Tam daire kemer özelliğinde yapılmıştır. Yapıldığı zaman bilinmemektedir. En az 400 yıl olduğu söylenmektedir. 1994 tarihinde çökmüştür.
Derecik Köprüsü: Kemer köprü olarak yapılmıştır. Yapıldığı zaman bilinmemektedir. En az 100 yıllık olduğu söylenmektedir.
Gemi Kayası ve Taş Gemi: Balıklı ormanları içerisinde gemiye benzeyen bir kaya görünümündedir. Ulaşımı çok zordur.
Arhavi Merkez Cami: Yapılış zamanı kesin bilinmemektedir. Birkaç defa onarım geçirdiği ve minaresinin yakın bir zamanda yapıldığı tespit edilmiştir. Çatı altında gizli kubbesi vardır. Ahşap işlemleri kendine has bir güzelliğe sahiptir.
Ulukent Cami: Köylü imecesiyle Hasan adında bir usta tarafından yapıldığı söylenmektedir. Ahşap bölümleri ve işlemleri çok sanatkarane yapılmıştır. Birkaç defa onarım görmüştür. Vakıflar eliyle yeniden onarılmıştır. En az 100 yıllık ömrü olduğunu söylenmektedir.
Dikyamaç Camisi: Ulukent camisi özelliklerini göstermektedir. Aynı usta tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Vakıflar tarafından onarılmıştır. Minaresi yeni yapılmaktadır.
1. Deniz Turizminde kamp yeri, kamping 78 adlı konaklama yeri wc ve elektrik, alışveriş ve akaryakıt hizmetinin yanında eğlence ve dinlenme alanında da çalışmaktadır.
2. Dağ Turizmi, sadece konaklama yerleri mevcut olup telefon ihtiyaçları karşılanabilmektedir. Ciha – Çifte Köprü gibi mevkilerde hizmet vermektedir.
Arhavi 1980’lı yıllarda Gürcistan kapısının açılması ile birlikte otel ve pansiyon sayısı bir haylı artmıştır. İlçede Belediye tarifeli 7 adet otel olup, kamu kuruluşlarının misafirhaneleri ile birlikte 500 kişiyi ikamet ettirebilecek durumdadır. Restauranları çok gelişmiş lüks ve iyi hizmetiyle anılmaktadır.
Okuma-yazma oranı %96 olan ilçede Artvin Çoruh Üniversitesine bağlı bir Meslek Yüksek Okulu, dört adet lise, yedi tane ilköğretim okulu, bir ana okulu ve bir halk eğitimi merkezi bulunmaktadır. Ayrıca iki adet özel dersane ve bir adet özel sürücü kursu merkezi de hizmet vermeyi sürdürmektedir.
Örgün eğitim birimlerinde şuan itibari ile öğrenci sayısı ise toplam 4.153'tür.
İlçe ekonomisi genellikle çay tarımına ve kısmen de fındık üretimine dayalıdır. İlçe genelindeki işlenebilir tarım arazisi yaklaşık olarak 48.000 dekardır. Bu alanın 30.000 dekarı çaylık, 9.000 dekarı fındıklık, 7.000 dekarı da mısır ve kalan kısmı ise sebze ve meyve alanıdır. Bu tarımsal faaliyetlerden yaş çay üretimi yılda 21.500 ton, kuru çay üretimi yılda 3.870 ton tahmini fındık üretimi de yılda 800 tondur. Arhavi’de, alternatif ürün alanında kivi üretiminde önemli bir gelişim sağlanmıştır. 1990-2002 yılları arasında çiftçilere yaklaşık 20 bin adet kivi omcası dağıtılmış ve 400 dekarlık bir alanda üretim gerçekleştirilmiştir.
İlçede, 1999-2002 yıllarında yıllık ortalama 50 ton kivi üretimi gerçekleştirilmiştir. İlçede ticari anlamda hayvancılık gelişmemiştir. Aile ihtiyacının karşılanması ve kısmen de pazara sunma amaçlı küçük ve büyükbaş hayvancılık mevcuttur. Arıcılık ilçede oldukça gelişmiştir. Büyük çoğunluğu gezgin olan 200 civarında belgeli arıcı mevcuttur. İlçe, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca kafkas ırkı arı yetiştiriciliği açısından “izole bölge” kapsamına alınmıştır. İlçe yüzölçümünün yarısından fazlası ormanlıktır. Orman İşletme Müdürlüğü kayıtlarına göre 30.882 hektar genel sahanın 17.450 hektarı ormanlık alandır. Köylerin 20 adedi orman içi veya orman kenarı köyü özelliğini taşımaktadır. Yaygın ağaç türleri ise kayın, kızılağaç ve kestanedir.
İlçede Çaykur, Lipton, Ofçay, Aqua ve Cennetçay çay fabrikaları çimentolu yonga levha Beyopan fabrikası ve Arsan Silah fabrikası olmak üzere 7 adet sanayi tesisi mevcuttur. Bu tesislerde, yıllara göre değişmekle birlikte ortalama 850-900 civarında daimi veya geçici personel istihdamı sağlamaktadır. İlçede, kooperatifçilik oldukça gelişmiştir. Mevcut kooperatiflerin 5 adedi tarımsal amaçlı, 6 adedi ticari amaçlıdır. Arhavi Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı 13 anonim şirket, 117 limited şirket, 6 kollektif şirket ile 22 kooperatif ve 180 adet de şahıs üye mevcuttur. Esnaf ve Sanatkarlar Odası üye sayısı 656, Çay Ekiciler Kooperatifi üye sayısı ise 3814’ dür. 100 işyeri kapasiteli Arhavi küçük Sanayi Sitesinin İlçe ekonomisine kazandırılmıştır.
İlçe merkezinde, 54 yatak kapasiteli 1 adet devlet hastanesi , 1 sağlık ocağı ve sağlık ocağına bağlı 1 poliklinik ile sağlık hizmetleri sunulmaktadır.